Meme Kanseri ile İlgili Risk Faktörleri Nelerdir

Risk faktörü demek, bir hastalığa yakalanma ihtimalini artıran özelliklerdir. Ancak bir risk faktörünün, hatta birçoklarının olması, o kişinin hastalığa mutlaka yakalanacağı anlamına gelmez.

Meme kanseri ile ilgili birçok risk faktörü vardır, bunların bir kısmı hayat tarzı ile ilgili değiştirilebilir risk faktörleridir. Diğer risk faktörleri ise (yaş, cinsiyet gibi) değiştirilemeyen risk faktörleridir.

Meme Kanseri ile İlgili Risk Faktörleri Nelerdir
Meme Kanseri ile İlgili Risk Faktörleri Nelerdir

 

Meme Kanserinde Değiştirilemeyen Risk Faktörleri Nelerdir?

Yaş

Meme kanseri görülme oranı yaşın ilerlemesiyle artmaktadır. En sık görüldüğü yaş grubu menapoz sonrası, özellikle 50 ile 65 yaşları arasıdır. Bununla birlikte son zamanlarda menapoz öncesi yaş grubunda da sıklığı gittikçe artmaktadır.

Cinsiyet

Bir başka önemli risk faktörü olan cinsiyette ise kadın cinsiyeti erkeklere oranla en büyük risk faktörünü oluşturur. Ancak unutulmamalıdır ki meme kanseri erkeklerde de görülebilir, ancak kadınlarda oran 100 kat daha fazladır.

 

Erken adet görme

Erken adet gören (özellikle 12 yaşından önce)   kadınların meme kanseri riski biraz daha yüksektir. Riskteki bu artış memenin hormonlara (östrojen ve progesteron) daha uzun süre maruz kalmasıyla ilgilidir.

 

Geç menopoza girme

Menapoza geç giren kadınların (55 yaşından sonra) meme kanseri riski biraz daha yüksektir. Riskteki bu artış, erken adet görmede olduğu gibi, hormonlara (östrojen ve progesteron) daha uzun süre maruz kalmaya bağlıdır.

 

Ailevi ve Genetik Risk Faktörleri

Toplumdaki genel düşüncenin aksine tüm meme kanserlerinin % 90’ı genetik ile ilgili değildir. Meme kanserlerinin yaklaşık % 5-10’u ailelerinde genetik mutasyon (değişim) olan kadınlarda görülür. Bu gen genellikle aileden geçer ve onları toplumun geri kalanından daha yüksek meme kanseri riskine maruz bırakır. Ancak bu genin olması kişinin mutlaka meme kanserine yakalanacağı anlamına gelmez.

BRCA1 ve BRCA2 kalıtsal meme kanseri ile ilişkili en sık görülen gen mutasyonlarıdır. Bu mutasyonları taşıyan kadınlarda yumurtalık kanseri gelişme riski de artmaktadır.  

Genetik meme kanserlerinin  % 80’inden bu mutasyonlar sorumlu olmakla beraber daha az sıklıkta rastlanılan başka gen mutasyonları da meme kanserinden sorumlu olabilir. Bu gen mutasyonları; p53 (Li-Fraumeni Sendromu), STK11/LKB1 (Peutz-Jeghers Sendromu), PTEN (Cowden hastalığı), MSH2/MLH1 (Muir-Torre Sendromu), ATM (Ataxia-telengiectasia) olarak sıralanabilir

Ancak  bu konu ile ilgili henüz tanımlanmamış başka genlerin de olabileceği ve araştırmalar devam ettikçe bunların tanımlanacağı öngörülmektedir. Ayrıca bu genetik mutasyonlara sahip hastalarda pankreas, prostat, tiroid, kolon benzeri diğer bazı kanserlerde de risk artışı söz konusudur.

 

Ailede meme kanseri öyküsü olması

Genetik bir mutasyon olmamasına rağmen ailesinde meme kanseri olan yakın kan bağı olan akrabaları varsa risk daha yüksektir. Özellikle;

Meme kanserli birinci derece akrabasının (anne, kız kardeş veya kızı) olması, bir kadının riskini neredeyse iki katına çıkarır. 2 tane birinci derece akrabaya sahip olmak ise meme kanseri riskini 3 kat artırır.

Meme kanseri olan baba veya erkek kardeşi olan kadınların da meme kanseri riski artmıştır.

Genel olarak, meme kanseri olan kadınların yaklaşık % 15’inde bu hastalığa sahip bir aile üyesi vardır.

 

Kişisel meme kanseri öyküsü olması

Bir memesinde kanseri olani bir kadının diğer memede veya aynı memenin başka bir bölümünde yeni bir kanser gelişme riski daha yüksektir. Bu önceki kanserin tekrarlamasından farklıdır. Bu risk özellikle meme kanseri olan genç kadınlar için daha da yüksektir.

  • Memesinde kanser öyküsü olan bir kişinin diğer memesinde kanser riski her yıl için % 0.5-1 oranında artmaktadır. 
  • ­Rahim veya yumurtalık kanseri öyküsü olan  bir kişide meme kanseri riski  2 kat daha fazladır.
  • Tiroid kanseri, kolon kanseri, melanoma , tükrük bezi kanseri öyküsü bulunan hastalarda meme kanseri riski hafiçe artmaktadır.

 

Yoğun meme dokusuna sahip olmak

Yoğun meme yapısına sahip kadınların meme kanser riski, ortalama meme yoğunluğu olan kadınlardan yaklaşık 1.5-2 kat yüksektir.

Memenin yapısında; yağ dokusu, süt bezleri, süt kanalları ve bunların arasında bağ dokusu vardır. Yağ dokusu az bağ dokusu fazla olan memeler mamografik olarak daha yoğun görünümdedirler.

Memenin yoğunluğunu yaş, menopoz durumu, bazı ilaçların kullanımı (menopozal hormon tedavisi dahil), hamilelik ve genetik gibi bir dizi faktör etkileyebilir.

 

Göğüs (Toraks) bölgesine radyoterapi almış olmak

Daha önce özellikle lenfoma tedavisi amacıyla gögüs bölgesine radyoterapi almış hastalarda artmış bir meme kanseri riski söz konusudur. Bu risk, kişinin radyasyon tedavisi aldığı yaşa da bağlıdır; meme yapısı yeni gelişen dönemde radyasyon alındığında risk en yüksek düzeydedir.  40-45 yaşından sonra alınan tedavilerde ise bu tedavi meme kanseri riskini artırmamaktadır.

 

Uzun boylu olmak

Bazı çalışmalar, uzun boylu kadınların kısa boylu kadınlardan daha yüksek meme kanseri riskine sahip olduğunu söylemektedir. Bunun nedenleri tam olarak bulunamamıştır ancak erken yaşta beslenme, hormonal veya genetik faktörler gibi erken büyümeyi etkileyen faktörlerle ilgisi olabilir.

 

Bazı iyi huylu meme lezyonlarına sahip olmak

Bazı iyi huylu meme lezyonlarında meme kanseri riski daha yüksektir. Biyopsi sonuçları kanser çıkmamış ancak hücrelerin aşırı büyümesi (hiperplazi) veya anormal görünümü (atipi) olan kadınlarda meme kanser riski artmıştır. Atipik duktal hiperplazi, atipik lobuler hiperplazi ve lobuler karsinoma insitu bu durumlardan bazılarıdır.

 

Meme Kanserinde Değiştirilebilen Risk Faktörleri Nelerdir?

 

Obez veya aşırı kilolu olmak

Kilo fazlalığı, tüm kanserlerde olduğu gibi meme kanserinde de bir risk faktörüdür. Vücut kitle indeksi (BMI) 30’un üzerinde olan menapoz sonrası kadınlarda  meme kanseri riski yaklaşık % 30 oranında artmaktadır.

 Obezite, menapoza girmemiş kadınlarda  meme kanseri riskini yaklaşık % 15 arttırmaktadır. 18 yaşından sonra 25 kilodan fazla kilo  alınması menapoz sonrası meme kanseri riskini arttırmaktadır.  Bel bölgesindeki yağlanma, kalça-uyluk bölgesindeki yağlanmaya göre riski daha fazla arttırmaktadır.

 

Yeterli fiziksel aktivite yapmamak

Düzenli egzersiz meme kanseri riskini azaltmaktadır. Haftada dört ila yedi saat boyunca düzenli egzersiz şeklinde yapılan fiziksel aktivite, meme kanseri riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Haftada 1,25-2,5 saat tempolu yürümek meme kanseri riskini %18 oranında azaltmaktadır.

 

Alkol kullanımı

Alkol kullanımı, meme kanseri gelişme riskinin artmasıyla bağlantılıdır. Tüketilen miktar arttıkça risk artmaktadır.  Annenin gebelikte alkol kullanması doğacak bebekte daha sonra meme kanseri riskini arttırabilmektedir.

 

Emzirmeme

Emzirmeyen kadınların emzirenlere göre riski biraz daha yüksektir. Her 12 aylık emzirme, riski yaklaşık % 4 oranında azaltmaktadır. Emzirme süresi uzadıkça koruyucu etki artmaktadır

 

Doğum yapmama

Hiç hamile olmayan kadınların meme kanseri riski, bir veya daha fazla hamileliği olan kadınlara göre daha fazladır. Ayrıca 30 yaşından sonra doğum yapmış olanlarda risk biraz daha artmaktadır.

 

Doğum kontrol hapları

Son 10 yıl içinde doğum kontrol hapı (oral kontraseptif) kullanımı meme kanseri gelişme riskini biraz artırabilir. Hapların alımı kesildikten sonra risk zamanla azalır.

 

Menopoz sonrası hormon tedavisi

Menopozdan sonra kombine hormon tedavisinin kullanılması meme kanseri gelişme riskini artırır. Kombine hormon tedavisi ayrıca kanserin daha ileri bir aşamada bulunma olasılığını da artırır.

 

Dietilstilbestrol maruziyeti (DES)

 Düşükleri önlemek için 1940-1970 yılları arasında hamile kadınlara yaygın olarak verilen bir ilaç olan DES’in bu dönemde kullanan annelerin çocuklarının  meme kanseri gelişme riskini biraz artırabilir.