Meme Kanserinde Tarama

Tarama, toplumda sık görülen bir hastalığın basit test veya tetkikler ile herhangi bir şikayet gelişmeden saptanmasına denilir. Meme kanserinde taramanın amacı kanseri erken evrede saptayıp kansere bağlı ölümü önlemektir. Bunun dışında tarama ile erken evrede saptanan meme kanserlerinde memenin korunması, yani tümününün ameliyatla alınması oranı ve kemoterapiye ihtiyacı azalmaktadır. Düzenli tarama testleri yaptırmak, meme kanserini erkenden bulmanın en etkili ve güvenilir yoludur.

Meme kanseri için tarama, kendi kendine meme muayenesi, hekim tarafından yapılan klinik meme muayenesi ve mamografi ile yapılan görüntüleme şeklinde olmaktadır. Meme kanserinde tarama programı standart riske sahip kişiler ile yüksek risk faktörlerine sahip kişilerde ayrı ayrı olmaktadır. Ülkemizde önerilen tarama süreleri aşağıdaki gibidir;

 

  1. Normal Riske Sahip Hastalarda Tarama;

 

Kendi Kendine Muayene; 20 yaşından sonra her kadının yapması gerekir,

  • adet görüyorsa adetten sonraki 5-7. gün arasında
  • menapozda ise her ayın sabit bir takvim gününde,
  • emziren kadınlarda emzirmeyi takiben göğüslerdeki süt boşaldıktan sonra,
  • doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda ise her yeni ilaç kutusuna başlamadan bir önceki gün yapılmalıdır.

 

Bu muayene yöntemi ayna karşısında, yatakta yatarak veya duşta uygulanabilir. Burada amaçlanan kendi meme dokusunu daha iyi tanımak ve memelerde oluşabilecek değişiklikleri erken tanıyabilmektir.

Meme Kanseri Taraması
Meme Kanseri Taraması

Klinik Meme Muayenesi; Hekim tarafından yapılan meme  muayenesidir. Kişinin risk durumuna göre 20-40 yaş arası 1-3 yılda bir, 40 yaşından sonra yılda bir yapılmalıdır.

 

Mamografi;  Yapılan çeşitli çalışmalardan derlenen sonuçlara göre düzenli mamografi taraması meme kanserine bağlı ölümleri % 40 oranında azaltmaktadır. Herhangi bir yüksek risk faktörüne sahip olmayan kişi için mamografik tarama 40 yaşından sonra yılda bir yapılır.

 

 

Mamografi Nasıl Çekilir?

Bunun için kullanılan cihaz bir klinik veya özel olarak dizayn edilmiş mobil tarama aracı içerisinde bulunabilir. Çekim esnasında gögüsler mamografi cihazındaki plakalar içerine yerleştirilerek hafif sıkıştırılır ve farklı yönlerden röntgeni çekilir. Gögüslerin sıkıştırılmasındaki amaç dokuların görüntüsünün üst üste binerek yanlış görüntü oluşturmasını engellemektir.

Mamografi Zararlı Mı?

Bu toplumda en sık sorulan sorulardan biridir. Özellikle x ışınına dayalı bir çekim olması nedeniyle yaydığı radyasyonun zararları konusunda toplumda çok fazla yanlış inanış barındırmaktadır. Bir mamografi çekimi sırasında, göğüsler çok az miktarda radyasyona (0.4 milisevert veya mSv) maruz kalır. Buna karşılık bir kişinin doğal yollarla aldığı radyasyon yılda 2,2 mSv’dir. Mamografi çekimin ölümleri azaltmasındaki oranı gözönünde bulundurulduğunda bu gözardı edilecek bir orandır.

Ayrıca mamografi çekimi sırasında gögüslere uygulanan baskının herhangi bir zararı yoktur. Bu durumun yarattığı ağrı ise bireyin psikolojik olarak kendisini hazırlaması durumunda oldukça az oranda hissedilecektir. Yine de oluşan ağrının büyük bir kısmı ilk yarım saatte ortadan kalkmaktadır.

Meme Kanseri Taraması

 

  1. Yüksek Riskli Kadınlar İçin Tarama Önerileri

Normalde bir kadının yaşam boyu meme kanser riski %12’dir. Risk oranının hesaplanmasında çeşitli hesaplama modelleri kullanılmaktadır. Eğer risk oranı %20’nin üzerindeyse bu birey yüksek riskli hasta grubuna girmektedir. Bu bireylere 30 yaşından itibaren yıllık mamografi ve arada meme MR taraması önerilmektedir.

Yüksek riskli bireyler;

  • Bilinen bir BRCA1 veya BRCA2 gen mutasyonuna sahip olması,
  • BRCA1 veya BRCA2 gen mutasyonuna sahip birinci derece akrabanın (anne baba, erkek kardeş, kız kardeş veya çocuk) olması,
  • Çocukluk veya gençlik yıllarında tedavi amaçlı gögüs bölgesine radyaterapi almış olması,
  • Bazı sendromlara sahip olma veya bu sendromlara sahip 1. derece akrabanın olması (Li-Fraumeni sendromu, Cowden sendromu veya Bannayan-Riley-Ruvalcaba sendromu)
  • derece akrabasında menapoz öncesi meme kanseri bulunanlar; 1. derece akrabada meme kanserinin tanımlandığı yaştan (en erken tanı konulan akrabasının yaşından) 10 yıl önce başlatılmalıdır. Ancak 25 yaşın altında olmamalıdır.
  • Yumurtalık kanseri tanısı alanlar ;tanı ile başlar (yaşa bakılmaksızın)
  • Kişisel meme kanseri olması
  • Bazı meme lezyonları; duktal karsinoma insitu (DCIS), lobüler karsinoma insitu (LCIS), atipik duktal hiperplazi (ADH) veya atipik lobüler hiperplazi (ALH)